HATAY (AA) - HALİL FİDAN - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde evleri yıkılan veya kullanılamaz hale gelen vatandaşlar, İskenderun'a gelen Karadeniz Lifeship Süheyla Sultan gemisinde konaklıyor.
Depremlerden etkilenen illerde barınma sorunu, çadır ve konteyner kentler, tren vagonları, oteller, yurtlar ve misafirhanelerle giderilirken, liman şehirlerinde ise gemiler ihtiyacı karşılamak için kullanılıyor.
Bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının koordinasyonunda, geçen hafta İskenderun Körfezi'ne demirleyen Karadeniz Holding'e ait Süheyla Sultan gemisi depremzedeleri ağırlıyor.
Acil durumlarda insani yardım amacıyla kullanılabilecek yüzer yaşam kentleri konseptinin ilk örneği olan gemide, yaşam alanlarının yanı sıra çocuk kreşi, eğitim, sağlık, aşevi ve sosyal alanlarıyla modern bir kentin çeşitli imkanları yer alıyor.
Toplam 1500 kişinin yaşayabileceği Süheyla Sultan yüzer yaşam kentinde klima, televizyon, buzdolabı ve her biri 12 kişilik 72 oda ile 4-6 kişilik 116 oda bulunuyor.
Yaklaşık 900 öğrenci için 18 derslik ile sürekli eğitim sağlanabilen, bilgisayar laboratuvarı, konferans ve iletişim merkezi yer alan gemi, poliklinik ve revirlerin yanında 20 kişilik, yatarak tedavi sağlanabilecek sağlık alanlarını da içeriyor.
Türkiye'deki tersanelerde dizayn edilen ve yüzen otel haline gelen Süheyla Sultan gemisinin üstünde çocuk ve gençlerin oyun oynayabileceği mini halı saha da bulunuyor.
Gemide diledikleri gibi dolaşabilen depremzedelere 3 öğün yemek ve çeşitli ikramlar veriliyor.
- "Burada her şey düşünülmüş"
Ailesiyle gemiye yerleşen depremzede Dilek Ceylan, AA muhabirine, ikamet ettikleri Hatay'ın Belen ilçesi Sarımazı Mahallesi'nde depreme yakalandıklarını ve sarsıntıların ardından evden zor çıktıklarını anlattı.
Yaşadığı binanın çökmediğini ancak ağır hasar aldığını aktaran Ceylan, "Ben eksi 2'nci katta oturuyorum, yani enkaz altında kalsaydık zaten bizi bulma şansları yoktu. Sarsıntı durduktan sonra çıktık. Çıkar çıkmaz zaten bütün çevremdeki binaların yıkıldığını gördüm. Kendimi kaybetmişim, ondan sonrası yok bende. Eşime 'Veysel gitti insanlar' dediğimi hatırlıyorum. Sonrası yok. Eşim hastaneye götürmüş beni. Bir de panikatak hastasıyım. Çok zor bir geceydi. Yani kıyametse evet, 'umarım kıyamet bundan daha büyük bir şey değildir' diyor insan." değerlendirmesinde bulundu.
O anları hatırlamak dahi istemediğini dile getiren Ceylan, şu anda güzel bir yerde konaklayarak yaşadıklarını unutmaya çalıştıklarını belirtti.
Kaldıkları gemide her şeyin düşünüldüğünü ve bir eksikliklerinin bulunmadığını anlatan Ceylan, şöyle devam etti:
"Burada olmak, en azından o sarsıntıları hissetmemek, enkazları görmemek az da olsa rahatlatıcı bir şey. Burada her şey düşünülmüş. Hala insanlar bizim için uğraşıyorlar. Yani bizi 'nasıl rahat ettirebiliriz, nasıl daha iyi barındırabiliriz' diye. Allah razı olsun herkesten, diğer illerden gelen gönüllülerden, çalışanlardan, herkesten Allah razı olsun. Yani bu şartlarda bundan iyisi düşünülemezdi zaten. Sabah kahvaltımızı yapıyoruz, kahvemizi alıyoruz, çıkıyoruz. Çocukların oyun alanları var. Biraz o psikolojiden uzaklaşabiliyorlar. Derslerini yapabiliyorlar, sınıfları var. Benim LGS'ye girecek çocuğum var, onlar vakitlerini o şekilde değerlendirebiliyorlar. Bir şekilde zaman geçiyor."
Ceylan, konteynere yerleşene kadar gemide kalmaya devam edeceğini kaydetti.