Genel

Kuzey Kutbu'na yakın bölgelerde eriyen buzullar birçok sorunu beraberinde getiriyor

- İTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan İnce: - "(Sibirya'da) Isınma, yazın 3-4 haftalık bir dönemde pik değere ulaşıyor, ondan sonra yeniden sıcaklık düşüşü var. Bu dönemlerde kuru bir hava olduğu için sıcaklık 25-30 dereceyi buluyor hatta 30’un üstüne çıkabiliyor ve bunun sonucunda ciddi orman yangınları oluşuyor, hem de büyük yangınlar" - "Arktik bölgesindeki 12 ülkeyi düşünün; her ülkenin doğal gaz, petrol sahası, farklı endüstriyel tesisleri, petrokimya tesisleri, rafinerileri, petrol kuyuları, binlerce, on binlerce dağıtım ve iletim hattı var. Bunların hepsi toprağa batmaya, çökmeye başladı"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Mikrobiyal Ekoloji Grup Başkanı Prof. Dr. Orhan İnce, Kuzey Kutbu'na yakın Sibirya ve Arktik gibi bölgelerde donmuş toprakların erimesinin, orman yangınları ve enerji güvenliği başta olmak üzere birçok soruna yol açtığını belirtti.

Rusya Federasyonu'nun, Kuzey Kutbu'na yakın bölgelerde küresel ısınmanın etkilerini tespit etmek ve buna yönelik çözüm geliştirmek amacıyla başlattığı "Arktik Bölgesinde Sürdürülebilir Arazi Kullanım Yönetimi ve Tahrip Edilmiş Ekosistemlerin Yeniden İnşası" projesinin bilimsel direktörlüğünü yürüten Prof. Dr. İnce, AA muhabirine, iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanın Kuzey Kutbu olduğunu söyledi.

İnce, sağlıklı suya ve gıdaya erişimde zorluklar, enerji güvenliğindeki sıkıntılar ve küresel ısınma nedeniyle donmuş toprakların çözülmeye başlamasıyla buzulların altında kalmış, bilinmeyen ve bağışıklık sisteminin tanımadığı kimyasal ve patojenlerin ortaya çıkmasının, bu etkilerin başında geldiğini ifade etti.

Toprağın buzul tabakasının çözülmesiyle daha fazla yeşil alan oluştuğunu aktaran Orhan İnce, bu yeşil alanların ve toprağın altında buzul halde bulunmuş bitkilerin, çürümüş organik yapıların biyolojik olarak parçalanıp karbondioksit ve metana dönüştüğünü, bunun da küresel ısınmayı hızlandırdığını anlattı.

Kutup bölgesinin tamamen buzullardan oluştuğunun veya bölgede hep kar yağdığının düşünülmemesi gerektiğini ifade eden İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz hep 'Sibirya buzul altında, hep kar yağar, dışarı çıkamayız.' gibi düşünüyoruz ama öyle değil. Bu erimeyle birlikte orada güneşli ve açık günlerin sayısı daha da artmaya başladı dolayısıyla yeşil alan miktarı arttı ve bu yeşil alanlarla kaplı arazileri de daha fazla günlerde görmeye başladık. Isınma, yazın 3-4 haftalık bir dönemde pik değere ulaşıyor, ondan sonra yeniden sıcaklık düşüşü var. Bu dönemlerde kuru bir hava olduğu için sıcaklık 25-30 dereceyi buluyor hatta 30’un üstüne çıkabiliyor. Bunun sonucunda ciddi orman yangınları oluşuyor, hem de büyük yangınlar. Oradaki tüm ekosistemi tahrip ediyor, toprağın kalitesi, oradaki tüm ağaç ve bitki ekosistemini yok ediyor."

- "On binlerce yeni 'bebek göl' meydana gelmeye başladı"

Bölgedeki erime nedeniyle deniz ve topraktaki cıva gibi tehlikeli ağır metallerin de ortaya çıkarak su kaynakları ve toprağı kirlettiğini söyleyen İnce, ayrıca eriyen toprağın çamurlaşarak bataklık haline geldiği ve bunun, bu zemin üzerine inşa edilen yapılar için ciddi bir tehlike olduğu uyarısında bulundu.

İnce, "Donmuş toprak yaklaşık 150 santimetreye kadar indi. Normalde 30-60 santimetre olmalı. Toprak 1 metre daha buzul yapısını kaybetti. Bu, şu demek; binlerce, on binlerce yeni bebek göl meydana gelmeye başladı. Diğer yandan da toprak gevşedi ve bataklık haline gelmeye başladı. Bölgedeki tüm endüstriyel tesisler şu anda büyük sıkıntı ve risk altında. Yani düşünebiliyor musunuz? Arktik bölgesindeki 12 ülkeyi düşünün, her ülkenin doğal gaz, petrol sahası, farklı endüstriyel tesisleri, petrokimya tesisleri, rafinerileri, petrol kuyuları, binlerce, on binlerce dağıtım ve iletim hattı var. Bunların hepsi toprağa batmaya, çökmeye başladı." dedi.

Türkiye'den 21 kat daha büyük olan Rusya'nın yüz ölçümünün 3'te 2'sinin donmuş topraklardan meydana geldiğini belirten İnce, bu alanın bataklığa dönüşmesinin, hızlı göçlere ve tarımsal alan kayıplarına neden olacağını dile getirdi.

İnce, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Kuzey Kutup bölgesinde tarımsal alanlar küçülüyor ve yaklaşık 4 milyon insanın bundan etkilenmeye başladığı hesaplanıyor. Tarımsal faaliyetler kısıtlanıyor, güvenli gıdaya erişim konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Bir yandan araziler küçülüyor, bir yandan da toprak, su kirleniyor. Şimdi kullanılabilir suyu nasıl tedarik edeceksiniz? Suyunuz çok ama ilave bir arıtma maliyeti getirecek. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ve az gelişmiş ülkelerde sağlıklı gıdaya erişim, sağlıklı suya erişim ve bağışıklık sistemimizin tanımadığı yeni patojenlerden korunmak için mücadele edilecek. Diğer yandan da güvenli enerji tedarikinde sıkıntılar ortaya çıkacak. Bütünleşik, karmaşık büyük bir matrisin içindeyiz."

- "Fosil yakıtlara 'dur' demenin zamanı geldi"

Küresel ısınmanın aynı zamanda bölgedeki flora ve faunayı da olumsuz etkilediğini ifade eden Prof. Dr. İnce, iklim değişikliği nedeniyle ren geyiklerinin beslendiği likenlerin azalarak başka bitkilerin baskın tür haline gelmesini ve geyiklerin besin bulmasının zorlaşmasını, bu duruma örnek gösterdi.

Isınmanın getirdiği olumsuz etkilerin devam edeceği ve bu durumun ciddi ekonomik kayıplara ve ekosistem tahribatına yol açacağı öngörüsünde bulunan İnce, şu tavsiyelerde bulundu:

"İklim değişikliğinin getirdiği sorunları şu anda Kuzey Kutup bölgesi bilfiil yaşamakta. Bunun kurtuluş yolu, fosil yakıtların tamamen ortadan kaldırılması, kullanımının kısıtlanması ve temiz, yenilebilir enerjiye geçiş. Rüzgar, güneş, su kaynaklarından çevre dostu temiz enerjiyi üretmemiz ve organik içeriği olan tüm atıkları da enerjiye dönüştürmek suretiyle fosil yakıtlara artık dur demenin zamanı geldi hatta bunda geciktik bile."

{ "vars": { "account": "G-9XGJN8H950" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }