İlçeye 20 kilometre mesafedeki Durak Jandarma Karakolu önündeki kontrol noktasına 9 Ekim 2016'da terör örgütü PKK mensuplarının düzenlediği saldırıda, 10'u asker 18 kişi şehit oldu, 27 kişi yaralandı.
Hain saldırıda yakınlarını kaybeden aileler, üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen katliamın acısını unutamadı.
Yaşadıkları üzüntüyü ilk günkü gibi yüreklerinde taşıyan aileler, kaybettikleri yakınlarından geriye kalan eşyalar ve fotoğraflarla avunmaya çalışıyor.
"Kardeşimin hayallerini söndürdüler"
Saldırıda kardeşini kaybeden, kendisi de ağır yaralanan Basri Uysal, AA muhabirine, yaşadığı acı günü unutmasının mümkün olmadığını söyledi.
Kardeşiyle Yüksekova'ya gelirken bekledikleri kontrol noktasında saldırının yapıldığını belirten Uysal, "Patlama olunca her taraf karardı. Baktım kardeşim yanımda değildi, arabadan fırlamıştı. Ben de direksiyona sıkıştım. Yüzümde, dudağımda, her tarafımda yara vardı. Arka tarafta bekleyen başka bir araçla kardeşimi Şemdinli'deki hastaneye götürdüm. O sırada kardeşimi kurtardığımı düşünüyordum. Kendimi hiç düşünmedim. Yeter ki o kurtulsun diyordum. Hastanenin kapısında kan kaybından dolayı baygınlık geçirdim." dedi.
Uysal, saldırıyı asla kabul etmediklerini vurgulayarak şunları söyledi:
"Zaten teröre karşıyız. Teröre karşı durmaya devam edeceğiz. Hiçbir insan böyle bir şeyin yaşanmasını istemez. Başımıza gelen başka kimsenin başına gelmesin. Yaşadığımız çok acı bir olaydı. Kardeşim okusun diye Hatay Dörtyol'da 5 yıl çalıştım. O da 2 yıl boyunca gelip çalıştı. Maddi sıkıntılara rağmen üniversiteyi bitirdi. Kardeşimin hayallerini söndürdüler. Öğretmen olmayı çok istiyordu ama bırakmadılar. Aile olarak onlardan her zaman şikayetçiyiz. Devletimizin yanındayız. Ben de 6 ay tedavi gördüm. O günden sonra hiç toparlanamadım."
"Ücretli öğretmenlik yapmak için Yüksekova'ya gidecekti"
Anne Fehime Uysal da büyük zorluklarla okuttukları oğlunu terör saldırısında kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirerek, "Yaşadığımız acı unutulacak bir şey değil. Oğlumu fakir halimizle okuttuk. En sonda amacına ulaşacaktı. Olayın yaşandığı sabah ücretli öğretmenlik yapmak için Yüksekova'ya gidecekti. Bir süre sonra olayın yaşandığını duyduk. Sonra hastaneye gittik. Yaralanan oğlum Basri'yi tedavisi için Yüksekova'ya götürdüler. Sonra Oğuz'un öldüğünü anladım. Allah bu zulmü kabul etmesin. Olayın yıl dönümü geldiğinde sanki cenazeyi yeni kaldırmışlar gibi hissediyorum." ifadelerini kullandı.
Patlamada babası Yaşar Sönmez'i kaybeden Esra Sönmez ise acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu belirtti.
Babasının Yüksekova'ya giderken saldırıya uğradığını kaydeden Sönmez, "Yaralı şekilde hastaneye götürüldü. 3 gün sonra hayatını kaybetti. Babamı küçük yaşta kaybettik. Hiçbir insan babanın yerini tutmuyor. Çok kötü bir süreçten geçtik. Annem bize hem annelik hem babalık yapıyor. Böyle olayların yaşanmasını asla istemiyoruz." diye konuştu.
Oğlunu kaybeden Perihan Sönmez de acısını "Allah onların belasını versin. Terör saldırılarında 3 yakınımı kaybettim. Bu unutulacak bir olay değil." sözleriyle dile getirdi.